Depresyonla Nasıl Baş Edilir?

Depresyonla Nasıl Baş Edilir?

Depresyon; mutsuzluk, umutsuzluk, karamsarlık ve kendin de dahil bütün her şeyden bir kaçış, saklanıştır. Kısacası çökkün bir ruh hali, çoğu zaman birikimlerinin bir sonucudur. Bundan dolayıdır ki birdenbire depresyona girmezsin. Yavaş yavaş yaklaşırsın mutsuzluklarına, zamanla alışarak yaşarsın. Kendini kimlerle kıyaslamaz, kimler için ve amaçsızca yaşadığını bilmezsin. Duygularını İçine atar, ağzının tadını bilmez ve  bedenine özellikle midene özen göstermezsin. Bir sindirim sorunudur depresyon. Konuşmaz, dokunmaz ve insanlardan kaçarsın. Yaşamını önemsemez, varoluşunun değerini bilmezsin. Alışkanlıklarına tutunarak değişimden kaçarsın. 

Bir şeylerin, birilerinin seni mutlu etmesini beklersin. Kendin mutlu olmaya çabalamadan... Bütün bu birikimlerinin sonucunda depresyona girersin. Depresyon; mutsuzluk, umutsuzluk ve karamsarlıktır. Canını yakarsın, acıtırsın. Depresyonunu önleyebilirsin. Beni iyi dinle: Bunları önemse ve dikkate al.! Bana abone ol ve bildirimleri açık eyle. 

Ben sana ne diyeyim, yine de en iyisini sen bilirsin...

 

1- Artık günümüzde internet ve sosyal medyaya erişmeyen kalmadı. İnsanlar giderek sosyallikten uzaklaşıyor. Bütün her şey internet üzerinden yapılıyor. İnsanlar eve tıkılıp kalıyor. Hem temiz hava almıyor, hem de diğer insanlardan kendini soyutluyor, yalnızlaşıyor. Unutma beynin yalnız yaşamaya alışık değil bilesin. Bağlantı kuracak gerçek beyinlere ihtiyacın var. Çevrene iyi bak ihtiyacından fazla beyin var. İnsanlarla çevrim içi ol! Sanal değil, gerçek ilişkiler kur. Birini beğen, teşekkür et birine, birinin halini hatırını sor! Ama dikkat et sevgili dostum, ekran bunu sağlamaz. Ekranda gördüklerin yalan. Yapay zekanın bir ürünü, hatta şeytanlığı. Zayıflıklarını, korkularını, hayallerini öğreniyor çakallıkla. Bunu sana burada uzun uzun anlatamam. Dijital medyanın seni ele geçirmesine izin verme. O seni yönetmesin, sen onu yönetmeyi öğren. Ondan yararlanmayı bil, işe yarar bilgiler edinmek için çabala. Bak şimdi yaptığın gibi yap. Beni dinle, ne diyeyim ki en iyisini yine sen, kendin bilirsin canım. 

2- Sevilmek, fark edilmek, kabul ve değer görmek, önemsenmek, terk edilmemek, incinmemek, küçümsenmemek vb. nedenler için başkalarına göre yaşarsın. Sen de mi korkularınla yaşıyorsun?  Kime hora geçiyorsun? Kimin gönlüne göre yaşıyorsun? Tabi ki insanlara yardım et. İşbirliği erdemdir. Kendini grubunla güçlü hissedersin. Ancak biraz da ‘kendin’ için yaşa. Her zaman ben yaparım deme. Alinin bisikletinin tekerini boş ver. Bırak herkes kendi sorumluluğunu üstlensin. Patlak lastiğini kişi kendisi yamayabilir. Kimseyi omuzlarında taşıma. Düşersin bak. Kambur felekte düşenin kaldıranı olmaz. Dikkat et!  Bir tekme de onlardan yemeyesin. 

3- Hissettiklerini, düşündüklerini içini dökecek birilerini bulamazsın. Her şeyi içine atarsın. Yalnız kalırsın, şişersin. Vazgeç bundan. Kimseyi bulamasan da, kağıt kalem al yaz. Duygu ve düşüncelerini kağıda dök. Sevgili Barış’ın dediği gibi; tüm iyi niyetimle kendisini anarak: ‘Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı?’

4- Kendini başkaları ile kıyaslıyorsun. Bak bu iyi olabilir. Rekabetini güçlendirir. Gelişmene ve büyümene destek olabilir. Ancak sahip olamadıklarına bakıp da hayıflanma. Çevrendeki gençlere bakıp gençleşmeye çalışma. İçindeki gençliği, her yaşın vermiş olduğu güzelliği yaşa. Sen de bir zamanlar genç görünüyordun. Ama şimdi zamanın senden götürdüklerinin yerine, getirdiklerine bak ve şükret... Herkes her şeyi yapmak isterse de bir şeyi yapamaz: mutlu olmayı. Kucağında kaç karpuz taşıdığına bak. Kendini takdir et. Hemen şimdi. Elinde olanları gör. Her şeye rağmen sen başkalarından daha değersiz ve yetersiz değilsin. Kendine ve potansiyeline odaklan. Değerini bil! Kendini önemse! Kendini olduğun gibi kabul et! Yapamadıkların ve yaptığın hatalar için kendini bağışlamayı unutma! Sev kendini! Sevilmeyi hak ediyorsun  ilkin kendini sev. Kendini sev ki, başkalarına da o sevgi dolu kalbinde yer verebilesin.

5- Yediklerine içtiklerine dikkat et. Zararlı madde, alkol ve sigaradan uzak dur. Sağlıklı beslen. Vücudunun ihtiyacı olan proteinlere ulaş. B12, omega3, prebiyotik içeren, lifli gıdalar tüket. Ben ne bileyim git uzmanına sor. Eksik vitaminin var mı öğren. Bedenine iyilikler sun, fazla değil kararında yemekler ye. Korkma aç kalmazsın, uzun zamandır ülkende çok şükür kıtlık olmuyor.  Her şeyi midene indirirken dikkat et. Sen buzdolabı değilsin. Bedeninin şeklini bozma. 

6- İnsanlardan kaçma. Onlara yakın ol. Kucak aç! Güven onlara! Konuş, dokun, sev, seviş. Yabancı hiç tanımadığın insanlara merhaba de. Gülümse onlara, geçip giderken. Özellikle çocukları ve hayvanları sev. Doğayı sev, toprağı sev, kuşları sev... Hepsinden önce insanları sev. Hiç bir şey yapamazsan kendini sev: Ne de olsa sen de bir insan değil misin? 

7- Neden yaşıyorsun? Hayatının amacı ve anlamı ne? Hedeflerin yok mu senin? Enerjini nasıl yönlendiriyorsun? Rüzgarın önüne kattığı yapraklar gibisin alimallah! Her rüzgara kapılıp gitme!  

Sahip olduğun potansiyeli ziyan etme. Kanalize ol! Kendine yeni bir düzen oluştur. Bu düzenin baş yöneticisi sen ol. Toprağa akan enerjine sahip çık. Bak ozan ne diyor: Senin de sadık yârin bir gün kara toprak olacaktır. Sen gitmeden enerjinin toprağa gitmesine izin verme. Ölmeden ölme! Ayağa kalk ve silkelen, üzerindeki ölü toprağını at bir an önce. Canlan biraz. Kendine gel. 

8- Evrenin büyük ve sonsuzluğunun tınısını kavra. Varoluşun büyük resmini gör. Astronomi, psikoloji, edebiyat ve müzikle ilgilen. Dans et, resim yap, şarkı söyle. Sanata yakınlaş, onunla yaşa. 

9- Alışkanlıklarının farkına var. Sana neyi yarar neyi zarar ölç. Rutininin dışına çık. Eylemlerini değiştir. Yapmak isteyip de yapamadıklarını anımsa. Standart bir gününde 15 dakika rutinin dışına çık. Başka yollardan yürü evine, işine. Yeni yollar, sokaklar keşfet. Etrafındaki güzelliklerin farkına var. Doğayla kucaklaş.

10- Mutluluğu bekleme ve erteleme. Mutluluk zaten senin içinde var. Onu açığa çıkar. Beklersin, beklersin de o hiç gelmez. Kendiliğinden gelmez. Çaban, azmin gerekir. Mutluluk; çabalamayı, inançlı ve uyanık olmayı gerektirir. “...madem ki mutluyuz...Beklemeye devam... Beklemeye...” demiş Godot'yu Beklerken, Samuel Beckett.

Belki de bu gidişle gezegende 20 bin yıl sonra insan soyu kalmayacak. 100 yıl sonra seni kimse hatırlamayacak. Bunca dertlenmen niye? Sana zarar veren alışkanlıklar, çözemediğin sorunlar ve insanlarla arana mesafe koy! Gezegende bulunduğun süre boyunca an an mutlu huzurlu ve güvende hissedebilirsin. Bütün anlattıklarımı yeniden dinle bir daha dinle ve bana abone olmayı unutma. Sen ne yapacağını bilirsin. Oradaki zımbırtıyı açıver.